2 Ağustos

YABANCILAR VE ULUSLARARASI KORUMA KANUNU KAPSAMINDA SINIR DIŞI ETME

YABANCILAR VE ULUSLARARASI KORUMA KANUNU KAPSAMINDA SINIR DIŞI ETME

 *İstanbul Barosu Dergisi Mayıs Haziran 2023  Dönemi Cilt: 97 Sayı: 2023/3 numaralı sayıda yayımlanmıştır.

GİRİŞ

           

Sınır dışı etme kavramı, ülkelerin egemenlik hakları ve temel hak ve özgürlüklerden biri olan seyahat özgürlüğü ile çatıştığı alanda bulunmaktadır. Anayasamızın 13. maddesi temel hak ve özgürlüklerin özüne dokunulmamak kaydıyla yalnızca kanunla sınırlandırılabileceğini düzenlemiştir. Yalnızca kanunla sınırlama yapılabileceğine dair hükmün bulunması sebebiyle sınır dışı kavramının özelliklerini ve uygulanışını anlayabilmek için Yabancılar ve Uluslararası Koruma Kanunu’nu incelemek gerekir.

            Sınır dışı etme kavramı, usulünce uygulanmadığı müddetçe yabancılar üzerinde vahim sonuçlar doğurabilme potansiyeline sahiptir. Dolayısıyla yabancıların da insan oldukları göz önünde bulundurulup vahim sonuçların ortaya çıkmasının minimalize edilmesi gerekmektedir. Kanun’un usulüne göre uygulanması ile birlikte haksız uygulamaların önüne geçme amacı gerçekleştirilebilir.

            Bu çalışmada Yabancılar ve Uluslararası Koruma Kanunu kapsamında sınır dışı etme hükümleri incelenmiştir. Sınır dışı etme hükümleri kapsamında hangi yabancılar hakkında sınır dışı etme kararı alınacağı, yabancıların nereye sınır dışı edileceği, sınır dışı etme kararlarına karşı nereye, nasıl başvurulacağı ve sınır dışı etme süreci boyunca yabancılara uygulanabilecek kısıtlamalara değinilmiştir

            Çalışmada, Yabancılar ve Uluslararası Koruma Kanunu’nda 2019 yılında yapılan değişikliklere de yer verilmiştir. Söz konusu değişikler ile Yabancılar ve Uluslararası Koruma Kanunu’nun kapsamının nasıl değiştiği de incelenmiş konulardan biridir.


 

I. SINIR DIŞI ETME KAVRAMI

            Sınır dışı etme, devletlerin uluslararası hukukta genel kabul gören ülkesel egemenlik ilkesi bağlamında kullandıkları bir yetkidir.[1] Bu yetkinin kullanılması, aynı zamanda devletlerin kendi içindeki menfaatlerini korumaya yönelik bir tutumdur.[2] Sınır dışı etme, kişilerin isteklerine bakılmaksızın ülke dışına çıkarma şeklinde ifade edilebilir.[3] Bunun bir sonucu olarak sınır dışı etme aynı zamanda temel hak ve özgürlüklerin kısıtlanması özelliği de taşır.[4] Hukuk devletinde temel hak ve özgürlüklerin ancak kanun ile sınırlandırabileceğine ilişkin Anayasa’nın 13. maddesi gereği, sınır dışı etme kavramının iç hukukumuzda nasıl düzenlendiğini inceleyebilmek için 6458 sayılı ve 04/04/2013 tarihli Yabancılar ve Uluslararası Koruma Kanunu’na (YUKK)[5] göz atılmalıdır.

A. Sınır Dışı Etme Tanımı

            Yabancılar ve Uluslararası Koruma Kanunu’nun 52. maddesinde “Yabancılar, sınır dışı etme kararıyla, menşe ülkesine veya transit gideceği ülkeye ya da üçüncü bir ülkeye sınır dışı edilebilir” denilmektedir. Kanun’un yapmış olduğu bu tanım ile sınır dışı etmenin gerçekleşebilmesi için şunların gerekli olduğu anlaşılmaktadır; yabancı kişi ve sınır dışı etme kararı. 

Sınır dışı etme yalnızca yabancılara ilişin olarak düzenlendiğinden Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlarına uygulanamayacaktır. Keza Anayasa’nın 23. maddesinin son fıkrasında vatandaşın sınır dışı edilemeyeceği hüküm altına alınmıştır. 5718 sayılı ve 27/11/2007 tarihli Milletlerarası Özel Hukuk ve Usul Hukuku Hakkında Kanun’un[6] 4. maddesinin 1. fıkrası b bendine göre birden fazla vatandaşlığı bulunanların sahip olduğu vatandaşlıklardan birinin Türk vatandaşlığı olması halinde o kişi hakkında Türk hukuku uygulanacaktır. Bu bakımdan birden fazla vatandaşlığı bulunup bunlardan birisinin Türk vatandaşlığı olması halinde ilgili kişi sınır dışı edilemeyecektir.

            Yabancının tanımı YUKK’un 3. maddesinde yapılmıştır. Bu tanıma göre yabancı, Türkiye Cumhuriyeti Devleti ile vatandaşlık bağı bulunmayan kişidir. YUKK’da yapılmış olan yabancı tanımı kapsamında, Türkiye Cumhuriyeti dışındaki ülke veya ülkelerin vatandaşları ve vatansız olanlar anlaşılmaktadır.

            Yabancıların sınır dışı edilmesi için gereken diğer bir unsur da sınır dışı etme kararıdır. Sınır dışı etme kararının hangi durumlarda ve kimlere karşı alınabileceği yine YUKK’da düzenlenmiştir. Bu husus çalışmanın ileriki bir bölümünde derinlemesine inceleneceğinden burada üzerinde durulmayacaktır.

B. Sınır Dışı Etme Kararı Verilmesi

            Sınır dışı etme kararı verilmesi usulü, YUKK’un 53. maddesinde ayrıntılı olarak düzenlenmiştir. 53. maddenin 1. fıkrasına göre sınır dışı etme kararı, Genel Müdürlük veya resen valiliklerce alınabilir. Kanundaki bu hükme göre sınır dışı kararı alınması konusunda tek yetkili makam valiliklerdir.[7] Genel Müdürlük, YUKK’un “Tanımlar” başlıklı 3. maddesinin 1. Fıkrasının ğ bendi hükmü gereğince Göç İdaresi Genel Müdürlüğüdür.

Aynı maddenin 2. fıkrası sınır dışı etme kararının yabancıya ya da varsa avukatına tebliğ edileceğini hüküm altına almıştır. Bu hükümden hareketle sınır dışı etme kararlarının yazılı olması gerektiğini ve bunun usuli bir şart olduğu sonucuna varılabilir.[8] Yazılılığın usuli bir şart olarak değerlendirilmesi neticesinde yüze karşı okunan başka bir deyişle tefhim edilen kararların geçerli olmayacağı kabul edilmelidir. 

Fıkranın devamında, avukat ile temsil edilmeyen, hakkında sınır dışı etme kararı alınmış olan yabancının ya da yasal temsilcisinin kararın sonucu, itiraz usulleri ve süreleri hakkında bilgilendirileceği hüküm altına alınmıştır. Bu husus, sınır dışı kararlarına karşı kanun yolunun etkili biçimde kullanılması için önemlidir. Sınır dışı etme kararında kararın veriliş gerekçesi de gösterilmelidir. Madde hükmünde yer almasa da bu hususun kararın içeriğinde gözetilmesi gerekir. Nitekim Türkiye’nin bu konu ile ilgili Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nde ihlal kararı mevcuttur.[9]

C. Sınır Dışı Etme Kararlarına Karşı Başvurulabilecek Kanun Yolları

1. İdare Mahkemesine Başvuru

YUKK’un 53. maddesinin 3. fıkrasında sınır dışı etme kararı tebliğ edilen yabancının veya duruma göre yasal temsilcisinin ya da avukatının, bu karara karşı, yedi gün içerisinde idare mahkemesine başvurabileceği belirtilmiştir. Belirtmek gerekir ki idare mahkemesine başvurusu süresi, 24/12/2019 tarih ve 30988 sayılı resmi gazetede yayımlamış olan 7196 sayılı Bazı Kanunlarda Ve 375 Sayılı Kanun Hükmünde Kararnamede Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun  ile on beş günden yedi güne düşürülmüştür. Böylelikle sınır dışı etme kararlarına karşı idari yargı yoluna gidilmesi halinde İdari Yargılama Usulü Kanunu geçerli olmakla birlikte YUKK’da yer alan özel düzenlemelerin de uygulama alanı bulduğunu göz önünde bulundurmak gerekecektir.[10]

Sınır dışı etme kararına karşı idare mahkemesine yapılan başvurular aynı zamanda kararı vermiş olan makama da bildirilir. Sınır dışı kararı vermiş olan makama bildirimde bulunulması, idare mahkemesine yapılmış başvuru sonucu yürürlüğü durmuş olan sınır dışı etme kararını haksız olarak uygulanılmasının önüne geçilmesi amacı taşımaktadır. Aynı fıkra içerisinde idare mahkemesine başvurmuş olan yabancının başvurusu sonuçlanıncaya kadar sınır dışı edilemeyeceği de belirtilmektedir. Ancak madde hükmünde de belirtildiği üzere yabancı başvurusu sonuçlanmadan rızası ile Türkiye’den ayrılabilir.

2. İdare Mahkemesi Kararlarına Karşı Yargı Yollarına Başvuru Sorunu

İdare mahkemesine yapılan başvurular on beş gün içerisinde sonuçlandırılır. İdare mahkemesinin sınır dışı ile ilgili verdiği kararlar kesindir. Sınır dışı etme kararlarının kesin olduğuna ilişkin Danıştay kararları mevcuttur. Ancak Danıştay tarafından sınır dışı etme kararlarına karşı idare mahkemelerinin vermiş olduğu kararların kesin olduğu gerekçesi ile temyiz isteminin reddi kararlarında karşı oylar da bulunmaktadır. 10. Danıştay Dairesi’nin 2016/2395 E., 2017/471 K. Sayılı ve 06/02/2017 tarihli kararında yabancılar hakkında tesis edilen sınır dışı etme kararları bakımından yargısal denetimin özel bir usule tabi olduğu, sınır dışı etme kararlarına karşı idare mahkemelerine başvurunun 15 gün içinde sonuçlandırılacağı, sınır dışı etme kararına karşı yapılan başvurular sonucunda verilen kararlara karşı temyiz incelmesinin kapalı olduğunu belirtmiştir. İdare mahkemesinin sınır dışı etme kararlarına karşı yapılan başvurular sonuncunda kesin olarak karar verileceğine ilişkin hüküm bulunduğu belirtilmiş olup Danıştay 10. Dairesi’nin kararında, YUKK’da usul veya ilişkin bir ayrım yapılmamış olması sebebi ile ilk derece mahkemelerin kararlarının kesin olarak kabul edilmesi gerektiğine hükmedilmiştir. Söz konusu Danıştay kararında usule ilişkin temyiz incelemesinin yapılmasının da kanunda yer alan düzenlemenin amacına uygun düşmeyeceği belirtilmiştir. Ancak ilgili kararın karşı oyunda ise; sınır dışı işlemlerine karşı açılan davalarda, idari yargılama usulü veya atıf nedenle Hukuk Muhakemeleri Kanunu hükümlerini gözeterek vermiş olduğu kararlarda, işlemin esası incelenerek hukuka uygunluk denetiminin yapılamaması nedeniyle etkin yargı yolunun işletilemediğinin açık olduğu, dolayısıyla da yargılama usulünde eksiklik olması halinde temyiz incelemesinin gerçekleştirilmesi gerektiği görüşü yer almaktadır. Yargı yolunun etkin şekilde işletilebilmesi ve taraf olunan uluslararası insan hakları sözleşmeleri ile Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi bakımından adile yargılanma hakkının yerine getirilebilmesi için karşı oyda da belirtildiği şekilde yargılama usulüne ilişkin eksiklikler bulunması halinde temyiz incelemesinin mümkün olması gerekmektedir. Nitekim üst mahkemeye erişim hakkı aynı zamanda Türkiye’nin de tarafı bulunduğu AİHS’de düzenlenmiş Adil Yargılanma Hakkı ile ilişkilidir. Üst derece mahkemelerine kanun yolunun kapatılması AİHM tarafından mahkemeye erişim hakkının özünü zedeler nitelikte kabul edilmektedir.[11]

Hemen belirtmek gerekir ki hakkında sınır dışı kararı alınmış olan yabancılara, YUKK madde 9/4 hükmü gereği eğer idari para cezalarını da ödemiş ve Bakanlıkça belirlenen ihlal sürelerini[12] aşmamış ise Türkiye’ye giriş yasağı kararı alınmayabilir.

Kanun’un lafzından anlaşılacağı üzere sınır dışı etme kararları kişiseldir. Bu durumda tek bir karar alınarak birden fazla kişi sınır dışı etme uygulamasına tabi tutulamaz. Her sınır dışı etme kararının sınır dışı edilecek yabancı özelinde alınması gereklidir.

C. Hakkında Sınır Dışı Etme Kararı Alınabilecek ve Alınmayacak Kişiler

            YUKK’un 54. ve 55. maddelerinde sınır dışı etme kararı alınabilmesi  hususunda yabancılar arasında ayırıma gidilmiştir. Bu ayrımı, birtakım yabancılar hakkında sınır dışı etme kararı alınabilirken farklı bir grup yabancı ile ilgili olarak alınamayacağı şeklinde anlamamak gerekir. Nitekim devlet kendi menfaatlerini korumak için gerekli gördüğü ve şartların mevcut olduğu durumlarda yabancılar hakkında sınır dışı etme kararı alabilir.

1. Hakkında Sınır Dışı Etme Kararı Alınacak Yabancılar

            YUKK’un 54. maddesinin 1. fıkrasında hakkında sınır dışı etme kararı alınacak yabancıları on dört bent halinde saymıştır. Bu sayım tahdididir. Nitekim temel hak ve özgürlüklerin yalnızca kanunla sınırlanabileceğine ilişkin Anayasa[13] 13. madde tahdidi olmayan bir şekilde düzenlemesine izin vermemektedir.

            Hakkında sınır dışı kararı alınacak olan yabancıların fazla olması sebebiyle sınır dışı etme kararı alınacak yabancıları üç grup halinde düşünebiliriz. Üçlü bir ayırıma gidildiğinde gruplandırma şöyle olacaktır; güvenlik tedbiri olarak sınır dışı etme, kamu düzenini sağlamak amacıyla sınır dışı etme ve son olarak ülkeye giriş, ülkeden çıkış, ülkede bulunulan sürede ikame ve çalışma iznine ilişkin mevzuat hükümlerine aykırılık sebebiyle sınır dışı etme kararı alınması.[14] Böyle bir gruplandırma ile YUKK’da düzenlenmiş olan hakkında sınır dışı etme kararı alınacak yabancılar daha rahat incelenebilecektir.

            Güvenlik tedbiri olarak sınır dışı etme grubunu a bendinde hüküm altına alınmış yabancılar oluşturmaktadır. YUKK’un 54. madde 1. fıkra a bendine göre; 5237 sayılı Kanunun (Türk Ceza Kanunu)[15] 59. maddesi kapsamında sınır dışı edilmesi gerektiği değerlendirilen yabancılar hakkında sınır dışı etme kararı alınacaktır. TCK’nın 59. maddesi ise şöyledir;  İşlediği suç nedeniyle hapis cezasına mahkûm edilen yabancı, koşullu salıverilmeden yararlandıktan ve her halde cezasının infazı tamamlandıktan sonra, durumu, sınır dışı işlemleriyle ilgili olarak değerlendirilmek üzere derhal İçişleri Bakanlığına bildirilir. TCK’da yapılan bu düzenleme ile idareye bir takdir yetkisi tanınmıştır. İdareye tanınmış olan takdir yetkisi Anayasa’nın 13. maddesi ihlali anlamına gelmemektedir. Zira YUKK’un 54. maddesi ile kanun koyucu, sınır dışı etme kararının hangi durumda alınabileceğini göstermiştir ve bu bakımdan bu hususla ilgili sınırlamayı kanun ile düzenlemiştir.

            Kamu düzenini sağlamak amacıyla sınır dışı edilecek yabancılar grubunu YUKK 54/1. maddenin b, ç ve d bentleri oluşturmaktadır. Bu grup içerisinde bulunan yabancıları şu şekilde sırasıyla sayabiliriz; terör veya çıkar amaçlı suç örgütü yöneticisi, üyesi, destekçileri, Türkiye’de bulunduğu süre zarfında geçimini meşru olmayan yollar ile sağlayanlar, kamu düzeni, kamu güvenliği ya da kamu sağlığı bakımından tehdit oluşturanlar.

            Üçüncü ve son grup olan ülkede bulunulan sürede ikamet ve çalışma iznine ilişkin mevzuat hükümlerine aykırılık sebebiyle hakkında sınır dışı etme kararı alınacak yabancılar aynı zamanda en kalabalık grubu oluşturmaktadır. Bu grup yabancılar YUKK 54/1. maddede c, e, f, g, ğ, h, ı, i ve j bentlerinde sayılmışlardır. Bu yabancıların sınır dışı edilme sebebi temelde Türkiye’ye girmek veya Türkiye’de bulunmak için gereken belgelerde usulsüzlük yapılmış olmasıdır.

            YUKK’un 54/1. maddesinin k bendi Kanun’un orijinal metninde yer almamaktadır. K bendi gereği, uluslararası kurum ve kuruluşlar tarafından tanımlanan terör örgütleri ile ilişkili olduğu değerlendirilen yabancılar hakkında sınır dışı etme kararı alınacaktır. İlgili fıkra hükmü 676 sayılı Olağanüstü Hal Kanun Hükmünde Kararnamesi ile getirilmiş ve 7070 sayılı Kanun’un 31. maddesi ile aynen kabul edilmiştir.

            YUKK 54/2. maddesi de yine yukarıda belirtilen Kanun Hükmünde Kararname ve Kanun ile değiştirilmiştir. YUKK 54/2. maddesi b, d ve k bentlerinde gösterilmiş olan yabancıların uluslararası koruma statüsüne veya buna ilişkin bir başvuruya sahip olsa bile başvurunun her aşamasında sınır dışı edilebileceğini hüküm altına almıştır.

2. Hakkında Sınır Dışı Etme Kararı Alınmayacak Yabancılar

            Hakkında sınır dışı etme kararı alınmayacak yabancılar YUKK’un 55. maddesinde gösterilmiştir. Genel olarak ifade etmek gerekirse madde hükmü insancıl bir yaklaşım göstermiş ve zor durumda olan yabancının daha kötü durumda kalmaması için birtakım düzenlemelerde bulunmuştur. Bu düzenlemeler YUKK 55. maddesi 1. fıkrasında beş bent halinde sayılmıştır. Buna göre; a bendinde sınır dışı edileceği ülkede ölüm cezasına, işkenceye, insanlık dışı ya da onur kırıcı ceza veya muameleye maruz kalacağı konusunda ciddi emare bulunanlar, b bendinde ciddi sağlık sorunları, yaş ve hamilelik durumu nedeniyle seyahat etmesi riskli görülenler, c bendinde hayati tehlike arz eden hastalıkları için tedavisi devam etmekte iken sınır dışı edileceği ülkede tedavi imkânı bulunmayanlar, ç bendinde mağdur destek sürecinden yararlanmakta olan insan ticareti mağdurları, d bendinde tedavileri tamamlanıncaya kadar, psikolojik, fiziksel veya cinsel şiddet mağdurları hakkında sınır dışı etme kararı alınamayacaktır.

            Belirtmek gerekir ki a bendinde yapılan düzenleme YUKK’nun geri gönderme yasağı başlığı taşıyan 4. maddesi ile uyum içerisindedir. Bu bakımdan Kanun’un kendi içerisinde tutarlı olduğunu söylemek mümkündür.

            Yine 55. maddenin 2. fıkrası yukarıda sayılan durumlarda bulunan yabancılar hakkında değerlendirmenin ayrı ayrı yapılacağını belirtmiştir. İşbu düzenleme sınır dışı etme kararlarının şahsi olarak değerlendirileceğine ve sınır dışı etme kararlarının şahsi olduğunu kanıtlar niteliktedir. Ayrıca aynı fıkrada 55. madde kapsamında değerlendirilen yabancılara birtakım yükümlülükler yüklenebilir. Hüküm altına alınmış olan yükümlülükler hem sınır dışı etme kararı alınamamasını kötü amaçlar için kullanılmasını engelleme amacı taşımaktadır hem de yabancıları korumaya yöneliktir.

II. SINIR DIŞI ETME KARARININ SONUÇLARI

            Sınır dışı etme kararı ile birlikte hakkında sınır dışı etme kararı alınmış olan yabancı Türkiye sınırlarından çıkarılır. Türkiye sınırlarından çıkarılan yabancı YUKK’un 52. maddesinde düzenlendiği üzere menşe ülkesine, transit gideceği ülkeye ya da üçüncü bir ülkeye sınır dışı edilir. Sınır dışı etme kararının en önemli sonucu budur.[16]

            Sınır dışı etme kararı ile birlikte ülkeye giriş yasağı kararı[17] da alınırsa sınır dışı etme kararı alınmış olan yabancı Türkiye’ye geri dönemez. Hakkında Türkiye’ye giriş yasağı alınmamış olan yabancı, ülkeye giriş mevzuatına uygun şekilde Türkiye’ye tekrar giriş yapabilir.[18]

A. Ülkeyi Terke Davet

            YUKK’un 56. maddesi, yabancının sınır dışı edilmesine ilişkin kararda Türkiye’yi terk edebileceği asgari 15, azami 30 günlük bir süre belirtileceğini hüküm altına almıştır. Yabancıya tanınacak süre konusunda idarenin takdir yetkisi mevcuttur. Yine madde hükmünde bazı yabancılara Türkiye’yi terk etmesi için süre verilmeyeceği belirtilmiştir. Buna göre; kaçma ya da kaybolma riski bulunanlar, yasal giriş veya yasal çıkış ihlal edenler, sahte belge kullananlar, asılsız belge kullanarak ikamet izni alanlar ya da bu belgelerle ikamet izni almaya çalışanlar, kamu düzeni, sağlığı, güvenliği açısından tehdit oluşturanlar hakkında alınan sınır dışı etme kararlarında Türkiye’yi terk etmeleri için süre verilmeyecektir.

B. Sınır Dışı Etmek Üzere İdari Gözetim

            Sınır dışı etme kararında Türkiye’yi terke davet edilmeyen yabancı hakkında idari gözetim prosedürü uygulanacaktır.[19] İdari gözetim prosedürüne ilişkin düzenleme YUKK’un 57. maddesinde yer almaktadır.

            YUKK’un 57/1 hükmü gereği, hakkında sınır dışı etme kararı alınacak yabancılar kolluk tarafından yakalanmaları halinde derhal sınır dışı etme kararı alınması için valiliklere gönderilirler. Bu yabancılardan, sınır dışı etme kararı alınması gerektiği değerlendirilenler hakkında sınır dışı etme kararı valiliklerce alınır. Bu süre yani değerlendirme ve kararın alınması süresi toplamda kırk sekiz saati geçemez. Alınan idari gözetim kararının yabancının kendisine eğer varsa yasal temsilcisine ya da avukatına mutlak suretle bildirilmesi gerekir. Bu husus alternatif yükümlülükler bakımından da aynıdır.

            YUKK’un 57/2 maddesinde 7169 Sayılı Kanun[20] ile değişiklik yapılmıştır. Yine 7169 Sayılı Kanun ile YUKK’ye 57/A maddesi hükmü eklenmiştir. YUKK 57/2 hükmü ile 57/A hükmünü birlikte ele almak gerekir. Zira YUKK 57/2 maddesi öncelikle idari gözetime tabi tutulacak yabancıları belirlemiş ardından da bu yabancıların idari gözetim dışında bir uygulamaya tabi tutulabileceğini belirtmiştir. İdari gözetimden farklı olarak düzenlenen alternatif yükümlülükler başlığı taşıyan 57/A maddesi ile yabancılar başkaca bir uygulamaya tabi tutulabilmektedir. Alternatif yükümlülüklere ilişkin bir sonraki başlıkta ayrıntılı açıklama yapılacaktır.

            İdari gözetime ya da alternatif yükümlülüklere tabi tutulacak yabancılar yine YUKK 57/2 maddesinde gösterilmiştir. Bu madde hükmündeki düzenleme Türkiye’yi terke davet edilecek yabancılar ile büyük oranda aynıdır. Terke davet edilen yabancılara ek olarak idari gözetime veya alternatif yükümlülüğe tabi olacak yabancılar, kabul edilebilir mazereti olmadan Türkiye’den çıkmaları için tanınan sürede çıkmayan yabacılardır. İdari gözetime tabi tutulacak yabancılar, kırk sekiz saat içerisinde yakalamayı yapan kolluk tarafından geri gönderme merkezine götürülür.

            İdari gözetim süresine ilişkin düzenleme YUKK’un 57/3. maddesinde düzenlemiştir. Anılan hükme göre geri gönderme merkezlerindeki idari gözetim süresi altı ayı geçemez. Bu süre ancak idari gözetime tabi tutulan yabancının işbirliği yapmaması ve ülkesiyle ilgili doğru bilgi vermemesi sebebiyle altı ay daha uzatılabilir.

            İdari gözetime gerek duyulup duyulmadığı valiliklerce her ay değerlendirilir. Bu değerlendirme sonucu idari gözetim kararının tebliğinde olduğu gibi yabancının kendisine eğer varsa yasal temsilcisine ya da avukatına bildirilir. Yabancının idari gözetime tabi tutulmasına gerek olmadığına karar verilmesi halinde idari gözetim sonlandırılır ve idari gözetime alternatif yükümlülüklere tabi tutulurlar.

            İdari gözetim kararlarına karşı yargı yolu açıktır. İdari gözetim kararlarına karşı başvurular sulh ceza hakimliğine yapılır. Sulh ceza hakimliğine yapılan başvurular idari gözetime tabi tutulmayı durdurmaz. Sulh ceza hakimliği başvuruya ilişkin kararını beş gün içerisinde verir ve bu kararlar kesindir.  Kararların kesin olması idari gözetimin her aşamasında idari gözetim kararının uygulanmasını gerektirecek hallerin değiştiği ya da ortadan kalktığı iddiası ile sulh ceza hakimliğine başvurmaya engel değildir.

1. Alternatif Yükümlülükler

            İdari gözetime alternatif yükümlülükler 7196 Sayılı Kanun ile getirilmiş YUKK’un 57/A maddesinde düzenlenmiştir. Maddenin 1. fıkrası alternatif yükümlülüklerin neler olduğunu düzenlerken 2. Fıkra ise yükümlülüklerin uygulanacağı süreyi düzenlemiştir.

Bu hükümlere göre YUKK 57/2 maddesinde sayılan ya da idari gözetim kararı sonlanan yabancılara; belirli adreste ikamet etme, bildirimde bulunma, aile temelli geri dönüş, geri dönüş danışmanlığı, kamu yararına hizmetlerde gönüllülük esasıyla görev alma, teminat ve elektronik izleme yükümlülüklerinden bir veya birkaçı yirmi dört ayı geçmemek üzere verilir.

C. Sınır Dışı Etme Kararlarının Yerine Getirilmesi

            Hakkında sınır dışı etme kararı alınmış yabancının nasıl sınır dışı edileceği YUKK’un 60. maddesinde gösterilmiştir. 60. maddenin 1. ve 2 fıkralarında gösterildiği üzere yabancı sınır dışı edileceği sınır kapısına kolluk birimlerince götürülür. 1. ve 2. fıkra arasındaki temel fark yabancıların sınır kapısına geri gönderme merkezinden götürülüp götürülmeyeceği hakkındadır. Kural, geri gönderme merkezinde bulunan yabancının sınır kapısına götürülmesi şeklindedir. Ancak bazı durumlarda YUKK’un 60. madde 2. fıkrasında gösterildiği gibi, yabancılar geri gönderme merkezlerine sevk edilmesine gerek kalmadan kolluk birimlerince sınır kapılarına götürülüp sınır dışı edilebilecektir.

            YUKK 60/3 hükmü sınır dışı masraflarına ilişkin bir düzenleme getirmiştir. Kural olarak sınır dışı masrafları sınır dışı edilecek yabancı tarafından karşılanır. Yabancı sınır dışı edilme masraflarını karşılayabiliyorsa sınır dışı etme masrafları yabancıdan alınır ve artan miktar yabancıda geri bırakılır. Eğer yabancı sınır dışı etme masraflarını hiç karşılayamayacak durumda ise sınır dışı masraflar Göç İdaresi Genel Müdürlüğü’nce karşılanır.

            Yabancının mevcut parası sınır dışı seyahat masraflarının tamamını karşılamaya yetmiyorsa iki farklı durum söz konusu olur. 60. madde c bendinde yer alan bu iki duruma göre; yabancının seyahat masrafları karşılanır ve temel gereksinimleri için Genel Müdürlükçe belirlenen tutar kendisine bırakılır ya da yabancının mevcut parası temel gereksinimlerini karşılamaya yetmiyorsa seyahat masraflarının tamamı Genel Müdürlükçe karşılanır ve mevcut parası kendisine bırakılır.

            Sınır dışı etme kararının uygulanması sırasında yabancının karşılayamadığı masraflar geri ödenmediği sürece bu yabancıların Türkiye’ye girişleri yasaklanabilir. Ayrıca yabancıların pasaport veya belgeleri, sınır dışı edilinceye kadar tutulabilir ve biletleri sınır dışı işlemlerinde kullanılmak üzere paraya çevrilebilir.

 

1. Gönüllü Geri Dönüş

            Gönüllü geri dönüş başlığı altında YUKK 60/A maddesinde düzenlenmiş olan gönüllü geri dönüş hükümleri 7196 Sayılı Kanun ile 2019 yılında yapılan değişiklik ile gelmiştir. 60/A maddesi hükmü, 1. fıkra gereği, hakkında sınır dışı etme kararı alınmış olan ve menşe ülkesine gönüllü olarak dönmek isteyen yabancılar hakkında uygulanır. Yine aynı 1. fıkra hükmü gereği bu iki şartı sağlayan yabancılara Genel Müdürlüğün uygun görmesi halinde ayni ve maddi destek sağlanabilir.

60/A maddesi 2. fıkra hükmü ile 1. fıkrada belirtilmiş durumdaki yabancıların gönüllü geri dönüşleri ile ilgili olarak uluslararası kuruluşlar, kamu kurum ve kuruluşları ve sivil toplum kuruluşlarıyla iş birliği içinde çalışabileceği düzenlenmiştir.

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

SONUÇ

 

            Yabancılar ve Uluslararası Koruma Kanunu kapsamında incelemiş olduğumuz sınır dışı etme konusunda Kanun’un son derece ayrıntılı düzenlemeler içerdiğini görmekteyiz. Temel hak ve özgürlüklerin sınırlanmasının yalnızca kanun ile gerçekleştirileceğine dair Anayasa’nın 13. maddesi yabancıların sınır dışı edilmeleri kapsamında uygulama alanı bulmuştur.

Ülkede yabancıların bulunması hususu ülkelerin egemenlik kavramları ile bağlantılı olduğundan Yabancılar ve Uluslararası Koruma Kanunu’nun bazı hükümlerinde devletin değerlendirme yapabilmesine olanak sağlanmıştır. Ancak bazı konularda değerlendirme yapılabilmesi temel hak ve özgürlüklerin keyfi şekilde sınırlandırılması şeklinde gerçekleşmemektedir.

Kanun sınır dışı etme kararlarının çerçevesini belirlerken aynı zamanda sınır dışı etme kararları verilmesinde ortaya çıkan kural ihlallerine karşı başvuru yollarını da göstermiştir. İdarenin yaptığı işlemlerin denetlenebilmesinin bir hukuk devleti sayılma kıstası olduğu düşünüldüğünde sınır dışı etme kararlarına karşı kanun yollarının Yabancılar ve Uluslararası Koruma Kanunu’nda bulunması önemlidir.

Yabancılar ve Uluslararası Koruma Kanun’u, Kanun’un genelinde olduğu gibi, sınır dışı etme konusunda da insani hükümler içermektedir. Bu husus Kanun’un bütünlük taşıması bakımından önemlidir. Yabancılar ve Uluslararası Koruma Kanunu’nda sınır dışı etmeye yönelik değişiklikler ile de Kanun’un taşıdığı insani özellik desteklenmiştir.

           

 

                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                Av. Eren Büyüktaş 

           

             

           

KAYNAKÇA

Aydın,  Bihter, “Türk İdari Yargı Düzeninde Mahkemeye Erişim Hakkı”, Türkiye Adalet Akademisi Dergisi, Yıl. 2013, Cilt. 15, s. 271 – 296.

Bayraktaroğlu Özçelik, Gülüm, “Yabancılar Ve Uluslararası Koruma Kanunu Hükümleri Uyarınca Yabancıların Türkiye’den Sınır Dışı Edilmesi”, TBB Dergisi, Sayı. 108, 2013, s. 211-258.

Çelikel, Aysel, Günseli Öztekin Gelgel, Yabancılar Hukuku, Yenilenmiş 24. Baskı, 2018, İstanbul.

Dardağan Kibar, Esra, “Yabancılar Ve Uluslararası Koruma Kanunu Tasarısında Ve Başlıca Avrupa Birliği Düzenlemelerinde Yabancıların Sınır Dışı Edilmelerine İlişkin Kurallar: Bir Karşılaştırma Denemesi”, Ankara Avrupa Çalışmaları Dergisi, Cilt: 11, Sayı: 2, 2012, ss. 53-74.

Ekşi, Nuray, “İnsan Hakları Avrupa Mahkemesi Kararlarında Sığınmacı ve Mültecilerin Türkiye’den Sınır Dışı Edilmelerini Engelleyen Haller”, İstanbul Barosu Dergisi, 2008, Cilt: 82, Sayı: 6, ss. 2803-2837.

Güner, Cemil, “Sınır Dışı Etme Kararı İle İlgili İdare Mahkemesi Kararlarının Kesinliği”, İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dergisi, Cilt. 75, Sayı. 1, ss. 85-114.

Kuşcu, Döndü, “Yabancılar ve Uluslararası Koruma Kanunu Hükümleri Uyarınca Sınır Dışı Edilmelerine Karar Verilen Yabancıların İdari Gözetim Kararları”, Dicle Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dergisi, Cilt: 22, Sayı: 37, 2017, ss. 241-284.

 

 

 



[1] Gülüm Bayraktaroğlu Özçelik, “Yabancılar Ve Uluslararası Koruma Kanunu Hükümleri Uyarınca Yabancıların Türkiye’den Sınır Dışı Edilmesi”, TBB Dergisi, Sayı. 108, 2013, s. 211, 212.

[2] Aysel Çelikel; Günseli Öztekin Gelgel, Yabancılar Hukuku, Yenilenmiş 24. Baskı, 2018, İstanbul, s. 127.

[3] Bayraktaroğlu Özçelik, s. 212.

[4] Nuray Ekşi, “İnsan Hakları Avrupa Mahkemesi Kararlarında Sığınmacı ve Mültecilerin Türkiye’den Sınır Dışı Edilmelerini Engelleyen Haller”, İstanbul Barosu Dergisi, 2008, C. 82, S. 6, ss. 2806, 2807.

[5] RG. 11/04/2013

[6] RG. 12/12/2007

[7] Bayraktaroğlu Özçelik, s. 237.

[8] Bayraktaroğlu Özçelik, s. 237.

[9] Bkz. AİHM, Abdolkhani ve Karimnia v. Türkiye, No. 30471/08, 22/09/2009,

[10] Cemil Güner, “Sınır Dışı Etme Kararı İle İlgili İdare Mahkemesi Kararlarının Kesinliği”, İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dergisi, Cilt. 75, Sayı. 1, ss. 90,91.

[11] Bihter Aydın, “Türk İdari Yargı Düzeninde Mahkemeye Erişim Hakkı”, Türkiye Adalet Akademisi Dergisi, Yıl. 2013, Cilt. 15, s. 278.

[12] İçişleri Bakanlığı tarafından belirlenen ihlal süreleri bakımından idari para cezalarını ödeyen ve ödemeyen yabancılar bakımından ayrıma gidilmiş olup hakkında sınır dışı etme kararı alınmış ve  idari para cezaları ödemiş olan yabancılar bakımından

3 aya kadar (3 ay dâhil değil) yasal kalış hakkı ihlalinde bulunan, hakkında sınır dışı etme kararı alınarak Türkiye’yi terk edebilmeleri için kendilerine tanınan süre içinde çıkış yapmak üzere sınır kapılarına gelen ve 492 sayılı Harçlar Kanunundan kaynaklanan idari para cezalarını ödeyen yabancılar bakımından;

·         3 ay - 6 ay arası ihlal  : 1 ay süreli giriş yasağı,

·         6 ay - 1 yıl arası ihlal  : 3 ay süreli giriş yasağı,

·         1 yıl - 2 yıl arası ihlal  : 1 yıl süreli giriş yasağı,

·         2 yıl - 3 yıl arası ihlal  : 2 yıl süreli giriş yasağı,

·         3 yıldan fazla ihlal      : 5 yıl süreli giriş yasağı,

3 aya kadar (3 ay dâhil değil) yasal kalış hakkı ihlalinde bulunan ve hakkında sınır dışı etme kararı alınarak Türkiye’yi terke davet edilenlerden kendilerine tanınan süre içinde çıkış yapmayan ve/veya 492 sayılı Harçlar Kanunundan kaynaklanan idari para cezalarını ödemeyen yabancılar,

492 sayılı Harçlar Kanunundan kaynaklanan idari para cezalarını ödeyip ödemediğine bakılmaksızın 3 aydan fazla (3 ay dâhil) yasal kalış hakkı ihlalinde bulunan ve hakkında sınır dışı etme kararı alınarak Türkiye’yi terke davet edilen yabancılar bakımından;

·         3 aya kadar ihlal         : 3 ay süreli giriş yasağı

·         3 ay - 6 ay arası ihlal  : 6 ay süreli giriş yasağı

·         6 ay - 1 yıl arası ihlal  : 1 yıl süreli giriş yasağı

·         1 yıl - 2 yıl arası ihlal  : 2 yıl süreli giriş yasağı

·         2 yıldan fazla ihlal      : 5 yıl süreli giriş yasağı

[13] RG. 09/11/1982

[14] Esra Dardağan Kibar, “Yabancılar Ve Uluslararası Koruma Kanunu Tasarısında Ve Başlıca Avrupa Birliği Düzenlemelerinde Yabancıların Sınır Dışı Edilmelerine İlişkin Kurallar: Bir Karşılaştırma Denemesi”, Ankara Avrupa Çalışmaları Dergisi, Cilt: 11, Sayı: 2, 2012, s. 55.

[15] RG. 12/10/2004

[16] Özçelik, s. 251.

[17] Türkiye’ye giriş yasağı kararı için bkz. YUKK md. 9.

[18] Özçelik. S. 251.

[19] Döndü Kuşcu, “Yabancılar ve Uluslararası Koruma Kanunu Hükümleri Uyarınca Sınır Dışı Edilmelerine Karar Verilen Yabancıların İdari Gözetim Kararları”, Dicle Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dergisi, Cilt: 22, Sayı: 37, 2017, s. 259.

[20] RG. 06/12/2019