31 Ocak

Körfez’in incisi Dubai

Körfez’in incisi Dubai

Dubai seyahatimden kısa notlar.

Seyahatim öncesi Dubai hakkında ciddi ön yargılarım vardı. Fakat seyahatimi tamamladıktan sonra tamamı değişti diyebilirim. Çok kısa belirtmek gerekirse, Türkiye’de yerleşik bir marka sahibi ve işleri yolunda giden her tacirin mutlaka mevcut Türkiye’nin ekonomik konjektör gereği yurtdışına açılması gerektiğini düşünüyorum. Bu açılma eğer bir Üreticiyseniz ürettiğiniz malı yurtdışına satmak, eğer gıda işi uğraşıyorsanız ürettiğiniz ürünün yurt dışında tüketilmesini sağlamak, eğer hizmet sektöründeyseniz katma değerli verdiğiniz hizmetin yurt dışıyla mutlaka bağlantısını kurmak olarak da açıklanabileceği kanaatindeyim. Avrupa’ya açılış rotası hem ekonomik anlamda maliyetlerin düşük olması, hem coğrafyamıza yakın olması nedeniyle Yunanistan diyebiliriz. Yunanistan Avrupa’ya bir geçiş rotası, Avrupa’nın başlangıç noktasıdır Türkler için bence. Birçok Türk firmasına Yunanistan’da bir başlangıç noktası yaratmanın da hukuk büromuz olarak mutluluğu içerisindeyim ve fakat yaklaşık 360 milyonluk Arap coğrafyasında ticari bir faaliyet yürütmek, markanızı tanıtmak, ekonomik bir değer yaratmak istiyorsanız bunun gerçekten başlangıç noktası körfezin incisi Dubai’dır.

Sokaklarında bir izmarit tanesinin dahi bulunmadığı, Avrupa’nın en medeni ülkelerinde bile karşılaşmayacağınız nezaket ve kibarlık, inanılmaz bir tüketim ki ticaret yapmak için tüketimin yoğun olduğu ülkelerde olmak gerçekten çok önemlidir, ve her şeyden önce paranızı gönül rahatlığıyla muhafaza edebileceğiniz dünyanın en zengin bankaları ve bunun güvencesi de adalet sistemi güçlü ve neredeyse suç oranının %0 olduğu birleşik Arap Emirlikleri hukuk sistemidir.

Bir tacirin başlangıç için bundan güzel bir rotası olamaz diye düşünüyorum gözlemlerim ve bugüne kadar sahip olduğum deneyimler ışığında. Bununla birlikte bir ticari işletmenin veya müteşebbissin, yurt dışında ticarete başlarken önündeki en büyük engel, hesaplaması ve düşünmesi gereken en önemli kıstas vergilendirme sistemidir. Birleşik Arap Emirliklerinde  2024 yılına kadar vergi her aşamada %0 olarak muhafaza edilmiş. Fakat bankalarının vergilendirilmemiş paralarla dolması sebebiyle, BAE bankalarının gri listeden çıkabilmesi adına bu sene 100.000 $ ve üzeri kazanca, %5 kurumlar vergisi sistemi başlamış. Şahısların hala yaptıkları gayrimenkul alım satımlardaki aradaki kar farkından, kira gelirlerinden vergilendirmemesi söz konusu dahi değil. Bu sistem dünyanın en lüks konutlarının inşa edildiği Dubai’de gayrimenkul yatırımını çok cazip hale getiriyor. Doğru bir yatırımının ROİ’sinin 12 yıllara kadar düşmesi söz konusu oluyor. Ocak ayında 32 derece denize girebilmek te hediyesi. 500.000 USD yatırım karışığında da ülkede 10 yıl kalabileceğiniz ve 10 yılda bir yenilenen süresiz oturma izni yatırımın yanında veriliyor. Şirket kuran tüm tacirlere de 2 yıl ülkede yaşam hakkı tanıyan BAE oturma izni düzenlemesi de ülkede mevcut.

 Sözün Özü, ekonomik zorluklar yaşayan ülkemizde, işletmesini, ticarethanelerini ve verdikleri hizmetin değerini ekonomik olarak koruma altına almak isteyen herkes mutlaka kendine yurtdışında yeni kapılar oluşturmalı. Bu başlangıcın Avrupa ayağında Yunanistan ve diğer Avrupa ülkeleri, Arap coğrafyası ayağında ise bir marka değeri olan Dubai’de hukuki, Pazar araştırması ve gayrimenkul (yer seçimi vb..) noktasında gerekli her türlü hizmeti Profesyonel ve deneyimli kadromuz ve iş ortaklarımızla, sanki şehrinizde yatırımınızı yapıyormuş rahatlığı ve güveniyle vermeye hazırız. Türk markalarının yurtdışında ismini duyurması ve bunun bir parçası olabilmemiz, hem ofisimizin heyecanı, gururu hem de ülkemizin marka değerinin yükselmesi için bir vatan hizmetidir.

Saygılarımla.

Demirkılıç Hukuk adına

Av. Denizcan Demirkılıç